18 Eylül 2009 Cuma

Yağmur


İşte bu krema kıvamındaki süt. Kimileri bunu pastaya kullanıyor, kimilerie çayına katıyor. Ağız tatlarını anlaayamadığım insanlar kimileride direkt olarak bu tenekeyı ağızlarına dayayıp içiyorlar. Yarın inşallah gofretli pastayı deniycem bu kremayla. ICA'dan canım çeke çeke aldığım turşuyu tabağa koydum. Bendemi bi sorun var diye düşünürken aman allahım bu gerçekten şekerli diye bağırdım. Bizim turşu diye bildiğimiz tuza batırlımışdır. Bunlarınkide susamlı şekerli suya batırılmış, batırılmakla kalmamış boca edilmiş. Neyse bugün gökyüzü canlı güneşi ardında bırakıp yerini, boz-grili siyahlı bir renge bıraktı. Tabi biz yürüyüşe çıkmış bulunduğumuzdan eve dönmemiz epey bi vakit aldı.


Buda benim giriş kartım olduğundan ayrıca bir bağlılığım olan Melbourne State Library. İnanılmaz büyük, yüksek tavanlı ve çok büyük salonları bulunan belirli bölümlere ayrılmış kütüphane. Sessiz odalar var buralarda tek bir nefes sesi duyamazsınız. Yuvarlak masaların bulunduğu kocaman salondaysa, bigisayarını kapan arkaaşlarıyla ders çalışıp sohbet etmek isteyenler burayı tercih ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder